DTCF'DE BİR ZAMANLAR: KARPUZ FANZİN

Tam yılını hatırlamıyorum ama 2000'li yılların başında genelde Türk Dili ve Edebiyatı bölümü öğrencilerinin hazırlayıp yayınladığı bir fanzindi Karpuz.

Karpuz'u Şakınç adlı arkadaşımız kaleme alır ve fotokopiyle çoğalttıp dağıtırdık. 

Şimdi düşününce fanzindeki bazı yazıları takma isimle de yazdığımız olurdu, niye lakap kullanma ihtiyacı hissetmişiz onu da anlamadım doğrusu, o kadar özgür hissediyorduk demek ki! Bazı arkadaşlar da açık adlarıyla yazmışlar... Hepsini hatırladım satırları okurken, pek çoğu nerededir, ne yapıyordur bilmiyorum. İçlerinde kaybettiklerimiz de oldu... Acı... 

***

Fanzine bakınca, aslında DTCF'de kronik sorunların hala çözülemediği, hatta bugün çok daha ağır ve kasvetli bir ortamı olduğunu biliyorum. Her ziyaretimde acı acı bakıp gülümsüyorum Orta Bahçe'ye!... 

Elimde 2. sayısı bulunan Karpuz'a gelince...

Mizah ve sanatı ne güzel harmanlamış. Daha başlıkta müstehzi bir gülüş kondurmayı başarıyor dudaklara. Kapaktaki çizim klasik bir polis müdahalesi DTCF'ye. Ortada özel güvenliğe doğru gelen karpuz ise adeta fanzinin konumunu ifade eder gibi.

İlk yazı evrensel değerlere işaret eden bir giriş yazısı gibi. Altında da "içindekiler" bölümü var. Hemen ardından gelen Sunuş yazısı, imzasız yayınlanmış, içindekiler bölümünde de bir isim yok sunuşla ilgili.

İlk metin bir şiir, edebiyat bölümünden Paydaş tarafından yazılmış, başlığı "Sevi'm". Devamındaki yazı ise başlıksız ve imzasız. 

"Gece Düşünceleri" adlı şiiri de Baran Ceyhan yazmış.

Sonraki yazı da "Annen Çiçeği" başlığıyla imzasız yayınlanmış. Sanırım sonundaki "KAranlık" imzası bir takma isim olarak da görülebilir.

Ardından Betül Esener'e ait bir şiire, "İnce" adlı bir şiire yer verilmiş. Şiirin sonunda "Dize Dergisinden" diye bir not düşülmüş. Daha önce yayınlanmış anlaşılan.

Sonra yine Paydaş'a ait "Çöküş Anekdotları" adlı bir şiir ve aynı sayfada Octavio Paz'dan bir dörtlüğe yer verilmiş.

14. Sayfada iki kısa şiir var. Bunlar Deniz takma ismiyle yayınlanmış. Benim şiir denemelerim... Hey gidi... 15. sayfada ise Pervin'e Masal" başlığıyla bir deneme var. Bu metin de "A. Aydın" İmzasıyla yayınlanmış.

O dönemde acısını hala derinden hissettiğim ve hatırladıkça beni sarsan Selman'ın ölümü... Fanzinin sayfalarında onu yad etmiş "Karanlık" Kulak adlı metinde. Ve "Selman için" notuyla paylaşmış.

20. Sayfada yine bir şiir var. Yazarı, "porn to kill" başlığı ise "KArma PoliCe". Kamil Ortakçı'nın "Elimdeki Kalemle Rus Ruleti Oynuyordum" adlı şiir 21. sayfada yer alıyor.

"Oğuz" imzasıyla yayınlanan KELEK KÖŞESİ "ABİ Bİ HARÇLIK VERSENE!." başlığıyla.

Karanlık'ın bir de şiiri var (ne kadar çok yazmışsın Karanlık :) adı: "ANOŞ"

 Zannedersem Şakınç da "Ada" takma adıyla (en azından yazısından anladığım kadarıyla) bir şiirine yer vermiş 26. sayfada.

Dedim ya mizahı da es geçmemişiz. 27. sayfada bir kupon var. Kupon açıklaması şöyle: "BİRİKTİRİN BİR ŞEY VERME İHTİMALİMİZ ÇOK YÜKSEK.

29. sayfada yine imzasız bir metin daha var. kargacık burgacık sözcükler ve adeta sayfada uçuşan kelimeler var metinde. Metinin sahibini tahmin ediyorum aslında; ama emin olamadığım için yazmak istemiyorum. Başlığı: İZNEYİCİ

Son sayfada Cemal Süreyya'nın "1994 Eliyle, Samanyolu'na" adlı şiiriyle bitiyor fanzin.

İşte böyle... bu yazıya denk gelip de okuyanlar ve ek yapmak isteyenler olursa Memnuniyetle ek yaparım. Sevgiler...