![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjK-o7mluz-o81ZQXrbGqFAdzC8UxGA9CRRr4kNN6kjuMpS3nzdDThLpgPoFHrdPntgcElpVZK9q9Gdf3v4Lav6s5WbZJS7DmpcQD8z1vxsPzWHj2RmZC5ypSopVpbsuLrDbiw2DgL1dDqK/s640/71fd5718c47d5d4174ac67edda53dce6--lifestyle-changes-posters.jpg)
“Klasik feodalitenin -bütün çizgileriyle- ortaya çıkışı, Fransa'da Karolenj İmparatorluğu'nun batışından (10. yüzyıl), İngiltere'de ise Norman istilasından (11. yüzyıl) sonraya rastlar.”[2]
Tam anlamıyla siyasal, hukuksal, ekonomik ve sosyal bir sistem olan feodal düzenin en ayırt edici yanlarından biri "devlet birliği"nin olmayışıdır. Bu dönemde Avrupa’da egemen siyasal örgütlenme modeli beylikler ya da derebeyliklerdir. Böyle olunca da halk doğrudan doğruya devletin değil, toprak sahibi senyörlerin egemenliği altıda bulunmaktaydı.