Maj Sayyegh etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Maj Sayyegh etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Aralık 2017 Cuma

DİRENİŞİN RUHU: FİLİSTİN ŞİİRİ*

Filistin... Kenanlılara vaat edilen topraklar... Üç dinin kutsal kenti. Kanın çığlık attığı coğrafya... Her dince yasaklanmış olduğu halde öldürmenin “rutin” ve “doğal” olduğu kanlı topraklar. Emperyalist hegamonyanın en dolaysız ve perdelenmeye bile hacet duyulmayan kanlı yüzünün sureti...

Şiirin gelişimi çoğunlukla insanın ve toplumların tarihi ve evrimiyle beraber ele alınmıştır. Zira şiir de yaşamdan fışkırır ve hayatın en has seslerinden, eylemlerinden, devinişlerinden beslenir. Şiir, kimi zaman söz ve büyü arasında bir yerde kimi zaman da doğrudan hayatın söze yansıması olagelmiştir. Nasıl ki “büyü”, gerçek tekniğin eksikliklerini tamamlayan aldatıcı bir teknik olarak ele alınır, şiir de gerçek hayatın eksik parçalarını ağırlıklı olarak duygulara seslenerek ifade eder. Bunu yaparken realiteye ters düştüğü de olur. Tıpkı kaçınılmaz bir ölümle pençeleşen şairin, denizin ortasında, gözlerini göğe dikip; “Parlak yıldız, ben de senin gibi değişmez olsam” (Keats) diyerek şiirin büyüsüne sığınması gibi.
Şiir için toplumsal gelişimin aynası demek abartılı bir ifade olmaz. Çünkü şiirin içeriğinden, yapısal özelliklerine kadar toplumsal gelişim ile şiirin gelişimi arasında bir koşutluk vardır. Her ülke edebiyatında bu ilişki farklı biçim ve içerikte, çeşitli yoğunluklarda, doğrudan ya da dolaylı olarak şiirde yansısını bulmuştur. Ülkelerde yaşanan olaylar, insana ilişkin tüm duygular, büyük ve sarsıcı değişimler, ihtilaller, felaketler... hepsi şiirin konusu olmuştur. 

NAZIM HİKMET'İN KAYIP ŞİİRLERİ 2: "UNUTULAN"

Nazım Hikmet'in kayıp ikinci şiiridir "Unutulan" ... Aslında eski baskı kitaplarında bulunan; ancak son yıllarda yapılan bası...