2 Ocak 2024 Salı

BİR DEVRİN ANLATISI: ANTON ÇEHOV'UN "VANYA DAYI" OYUNUNUN ANALİZİ VE ÇÖZÜMLEMESİ

Vanya Dayı, Çehov’un kişiliğini ve Rusya’nın o dönemki toplumsal yapısı ve geçirdiği derin değişimleri gerçekçi biçimde ortaya koyan bir oyundur. Bu yüzden oyunun temsili açısından güçlü seyircilerin gerçek biçimde oyunu anlamlandırabilmeleri için temsillerde yeni tekniklerin devreye sokulmasında yarar vardır.

Kuşkusuz bu güçlü eseri kavrayabilmek için 19. yüzyıl başından itibaren Rusya’nın edebi ve siyasal yaşamını da bilmek gerekmektedir. Özellikle halkın cehaleti, kilisenin baskısı, sefalet ve Çarların istibdadını anlatması açısından oyun güçlü simgelerle doludur. 

pek çok Rus yazarları, toplumsal gelişimin bir aynası olmuşlardır.  Bu anlamda eserin mesajının en etkili biçimde metin odaklı verilebileceği kanaatindeyim.

Sanat, toplum olaylarından etkilenir ve belli bir aşamadan sonra onları etkiler. Bunu hiçbir ulusun edebiyatında Rus edebiyatında olduğu kadar bilinçli ve açık olarak göremeyiz. Ancak Çehov’da verilmek istenen mesajlar çoğu kez örtük olarak sunulduğundan çalışmada bunların açık ve anlaşılır bir biçimde alımlanabilmesi için de çeşitli teknikler kullanılabilir.

Oyunun en dikkat çeken yanlarından biri Rus edebiyatı ve dönem algısını yansıtmada etkili olduğudur. Diğer yandan Bolşevik Rus Devrimi anlamak ve onu hazırlayan koşulları tiyatronun dilinden okumak açısından da Vanya Dayı özel bir yere sahip bana göre. Başka bir deyişle Rus toplumundaki değişimin tanığı olan bir yazarın devrime bakışını okuyabiliriz oyun üzerinden.

Rusya’yı belli açılardan Türkiye’ye benzetiyorum. Taşra yaşamındaki katılık, dini bağnazlık ve değişime olan direnç gibi iki kültürün benzeşen yerleri var. Belki de farklı coğrafyalarda meydana gelen değişimleri doğru kavrayıp okuyabilirsek hem sanatsal hem de siyasi ve kültürel açıdan değişimin dinamiklerini yakalamak açısından yeni ufuklar açabiliriz. Bu yazarları keşfedip özümsemek her şeyden önce değişimi kavramaktan geçiyor çünkü.


Oyunu seçmemdeki diğer neden ise klasik bir tiyatro eseri olması ve bölümde nedense klasik oyunlara uzak durulduğu, özellikle gösterimlerde farklı denemeler yapma gayretinden olsa gerek yeterince klasik oyun çalışılmadığını ve bölümden mezun olanlar için de bunun bir eksiklik olacağı kanaatinden hareketle hem oyun seçimini klasik yaptım hem de sahne tasarımını da buna göre gerçekleştirdim.

OYUNUNUN İNCELENMESİ VE SANATSAL NİTELİKLERİ

Vanya Dayı, Çehov’un kişiliğini ve Rusya’nın o devirdeki toplumsal yaşamını başarılı biçimde yansıtan bir eserdir. Bu güçlü eseri kavrayabilmemiz için 19. yüzyıl başından itibaren Rusya’nın edebi ve siyasi yaşamını da incelemeniz gerekir.

"Rus edebiyatı 19. yüzyıl başlarında gelişen bir edebiyattır. Mihail Lomonosov Rus gramerini düzenli bir şekilde yazdıktan sonra gelişen dil, bu edebiyatın doğması için bir zemin oluşturmuştur. Başlangıçtan beri halkın cehaleti, kilisenin baskısı, sefalet ve Çarların istibdadına karşı kalemini bir silah olarak kullanan Rus yazarları, toplumsal gelişimin bir aynası oldular. Sanat, toplum olaylarından etkilenir ve belli bir aşamadan sonra onları etkiler. Bunu hiçbir ulusun edebiyatında Rus edebiyatında olduğu kadar bilinçli ve açık olarak göremeyiz." (Ortaylı, 2006)

Vanya Dayı oyunu da 1905 ayaklanmaları sonucu Rusya’da sarsılan mutlak monarşi ve ardından girişilen reformların aynası gibidir. Ancak 1905'in yarattığı umut ile ardından gelişen reformların yetersizliğinin yarattığı düş kırıklığı kendini bu oyunda gösterir. Vanya Dayı da bu koşullar içinde doğup şekillenmiştir.

Gerçek manada bir devrimci olarak görülemeyecek Çehov, bu durumundan ötürü eserlerinde siyasal düşüncelerini ağırlıklı olarak sembolik ifadelerle anlatmayı yeğlemiştir. Martı oyunu başta olmak üzere pek çok oyununda bu güçlü simge ve göndermelere rastlamak mümkündür. Ancak Çehov'u muazzam gözlem gücü ve hümanist yönü bakımından da ayrı bir yerde tutmak gerekir ki gözlem ve tahlillerdeki başarısının arkasında da bu kişilik özellikleri vardır. 

"Oyunun en can alıcı noktası, Vanya’nın profesöre karşı direnişidir. Nasırlı, damarı patlamış ellerini havaya kaldırıp haykırdığı sözler, o günlerin havası içindeki seyircinin duruma uyumunu sağlayan, somut tabiriyle üstteki örtünün kalkıp, eserin bu yönünün aydınlandığı noktadır. Bu durum, beklenen ve istenen direnişi anlatır. Oyunun bundan sonraki kısımları bu koşullar altında devam eder. Son sahnede Dr. Astrov gittikten sonra, Sonya’nın ikonalarla dolu Vanya’nın odasında, Rusya’yı temsil eden o ortamda lambayı yakıp “Biz de ümit edelim ve bekleyelim” demesi, er geç gerçekleşecek bir Şeyleri bildirmesidir. İşte Vanya Dayı bu yönleriyle hem Rus edebiyatı tarihinde, hem de sosyal gelişmelerde önemli bir yere sahiptir." (Ortaylı, 206)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz için teşekkürler

NAZIM HİKMET'İN KAYIP ŞİİRLERİ 2: "UNUTULAN"

Nazım Hikmet'in kayıp ikinci şiiridir "Unutulan" ... Aslında eski baskı kitaplarında bulunan; ancak son yıllarda yapılan bası...