Bilinç ver
özgürlüğün simgesi olan Premetheus’u güçlü kılan bilinci ve bilgeliğidir. Bir
taraftan Zeus’un öfkesinden sakınmamaktadır.
Zeus'a türlü
biçimlerde meydan okumakta, bilicilik gücüyle de onu kaçınılmaz sonu karşısında
telaşa düşürmektedir.
Bu güçlü mit,
edebiyattan felsefeye kadar pek çok alanda derin etkiler yaratmış, sanatsal
metaforların geliştirilmesinde dikkat çeken bir figür olmuştur.
Kişiler:
Prometheus
Kratos (güç)
bia (zor)
Hephaistos (Prometheus’u zoraki olarak zincire
vuran Tanrı)
Okeanos ve kızları
Hermes
İo
Koro
Yer: prometheus’un zincire
vurulduğu kayalıklar.
Zaman: Prometheus’un zincire
vurulduğu gün.
Olay ve Mitosun
Özeti: Prometheus, eski Tanrılara karşı Zeus’un safında yer alarak
onu iktidar yolunda desteklemiştir. Ancak iktidara geldikten sonra insanların
yok oluşa sürüklendiğini gören Prometheus, Olimpos’un en güçlü tanrısı Zeus’tan
ateşi çalıp insanlara vermiş. Buna büyük bir öfke duyan Zeus, bir Tanrı olduğu
için öldüremeyeceği Prometheus’u sonsuz acılar çekmek üzere kayalıklara
bağlatmıştır.
Istırabını büyütmek için de karaciğeri bir kartal (bazı kaynaklarda akbaba)
tarafından her gün parçalanmış, acılara gark edilmiştir. ( Eski
zamanlarda, karaciğer, tüm arzuların ve ihtirasların oturduğu yer olarak
tanımlanırdı.)
Bu oyunda “ateş” bilgiyi, sanatı ve aklı
temsil eden bir simgedir. Oyunun trajik noktası Prometheus’un iyilik yaparken
tarifsiz bir cezalandırma ile karşılaşarak sonsuz acılara mahkûm edilmesidir. Dolayısıyla
oyunda simgesel olarak Prometheus, adalet ve hak adına acı çekmektedir.
Kimilerine göre bu oyunda simgesel olarak
“insanın durumu” anlatılmıştır. Doğası gereği asi olan, otoriteye boyun eğmeyen
ve yeri geldiğinde otoriteyi çiğneyerek isyan eden insan ve yine onu
cezalandıran insan yapımı sistemler (devlet, hukuk vs). Burada her bir Tanrısal
taraf birtakım insanlık durumlarını temsil etmektedir.
Zincire Vurulmuş Prometheus, birçok
tragedyada gördüğümüz gibi politik bir oyundur. Bir devrimi ve devrimin kendi
taraftarlarını yok etmeye yönelmesini konu alır. Yeni bir kuşağın eski kuşağı
devirip iktidarı ele geçirmesidir söz konusu olan.
Zeus Titanlardan olan Kronos’u devirip onun
egemenliğine son verip kendi egemenliğini kurar. Kronos güçlüdür, zeus güçlü ve
akıllı. Güç akılla birlikte Kronos’u alt etmiştir. Akıldan bağımsız bir güç
ancak kör ve kendi sonunun hazırlayıcısıdır. Zeus’un da sonunu zaten bu güç
sarhoşluğu ve akıl yoksunluğu getirecektir. Kısacası Kronos’ta olduğu gibi Zeus’ta
da akıl kaba kuvveti galebe çalacaktır.
Prometheus’un bilici bir Tanrıdır.
Geleceği görebilir. Bu yeteneği sayesinde Zeus’u zora düşürmüştür ki son eylemi
ile sabır taşırmıştır. Narteks kamışı (Rezene sapı) içinde ateşi
çalıp insanlara vermesidir bu eylemi. İşte tragedyada da Prometheus’un bu cezalandırılma
aşaması konu edilir. Bu mit içten içe insanın kendi öz gücünün bilincine
varmasını ve Tanrıya (iktidara) karşı ayaklanmasını salık verir. Tabi bu eylem
ancak aklın rehberliğinde gerçekleştiğinde insanı zafere taşıyabilecektir.
Bilinç ver özgürlüğün simgesi olan
Premetheus’u güçlü kılan bilinci ve bilgeliğidir. Bir taraftan Zeus’un
öfkesinden sakınmamakta, ona türlü biçimlerde meydan okumakta, bilicilik
gücüyle de onu kaçınılmaz sonu karşısında telaşa düşürmektedir.
Burada bildiğimiz manadaki özgür-tutsak
kavramları tersine dönmüştür. Gücünün sarhoşluğuna kapılan Zeus kaderinin
kölesidir aslında ve ne yaparsa yapsın kaçınılmaz olarak sonunu
hazırlamaktadır. Akıl ve sağduyuyu elinde tutan Prometheus ise zincirli kayada
bütün Tanrılardan daha özgürdür aslında. Çünkü gücünün bilincindedir. Bilincin
insanı özgür kılabilecek varlık olduğuna dair sayısız gönderme de bundandır.
Aslında Zeus ihtirasları ve güç
zehirlenmesi yüzünden sadece ona isyan eden Prometheus’a değil, Zeus yüzünden İo’nun
da yaşadıkları anlatılır. Zeus’un son bir çabayla Hermes’i Prometheus’a
göndererek ondan iktidarının varlığını koruyacak sırrı istemesinden sonra
Prometheus’un zincirli olduğu dağlar sarsılır ve Okenos’un kızları ile
Prometheus sahneden kaybolur. Bu noktada Prometheus’un özgür kalıp kalmadığı
belirsiz kalır.
Özellikle oyunun sonundaki sözler
Prometheus’un cezasının sürdüğüne işaret eder gibidir. Oyun şu sözlerle
noktalanır:
“söz
değil artık bu, olayın ta kendisi!
sarsılıyor
yer
ta
derinlerden,
sesler
geliyor gök gürültüsü gibi.
kıvrım
kıvrım sarıyor gökleri yıldırım,
bir
hortum kaldırıyor tozu toprağı,
birbirine
giriyor havanın bütün solukları,
rüzgarlar
rüzgarlarla savaşıyor,
gökler
denizlere karışıyor.
bu
işte besbelli zeus'un
beni
korkutmak için çıkardığı kasırga.
ey
yüce anam benim,
ve
ey sen
dünyaya
ışık salarak dönen gökyüzü,
gör
uğradığım haksız belaları!”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkürler