8 Ağustos 2022 tarihinde zorlu mücadelelerin ardından nihayet Paris Orly Havaalanı'na inebildim. Aslında Fransa /Paris seyahatinden önce vize alım süreci de ayrıca anlatılmaya değer rezilliklerle doluydu. Yine de o tatsız süreci sonra anlatırım..
Malum benimki hem ziyaret hem iş... Yani bir taraftan kentin altını üstüne getireceğim diğer yandan da buradaki harcamaları bir nebze de olsa karşılayacağım. Olur mu olur, ki bu satırları yazarken (16 Ağustos) yorgun argın dönülen bir şantiye mesaisi sonrasında koltukta bitap halde uzanmış bulunuyorum.
Birçok kente gittiğimde doğrusu hayal kırıklığı yaşadım. (Çinliler'de de "Paris Sendromu" diye bir şey varmış, ne olduğunu ben de bilmiyorum, merak edenler Google'a başvurabilir.) Neyse ne diyordum, pek çok kenti gördüğümde hayal kırıklığı yaşadım ama biliyor musunuz, Paris her şeyiyle tam tamına hayal ettiğim gibi hatta daha fazlasıydı.
O kadar yer, gezilecek o denli tarihi yapı, müze, ören yeri, bina heykel vs. var ki... Ki yine bir dipnot: Ben bu satırları yazarken henüz Eiffel (Eyfel) Kulesi'ni ve Louvre Müzesi'ni (Muse de Louvre) gezmediğimi belirtmeliyim.
Keşfettikçe yazacağım, öğrendikçe de yazacağım, kısaca bu yazı uzun bir yazı olacak ama ilgilenenler için ara başlıklar koyacağım yani hangi kısmı okumak isterseniz ona göre okursunuz...
JEAN BAPTİSTE CLEMENT VE KİRAZ ZAMANI ŞİİRİ
İlk olarak ilk gençlik yıllarımdan beri benim için özel bir anlamı olan 1871 yılından, Paris Komunü'nden ve Jean-Baptiste Clément adlı şairden bahsedeceğim...
Önce size Kiraz
Zamanı şiirini anlatayım.. Aslında benim de özel anılarım varmış şiirle ilgili
ama Paris'te Clement'in mezarını ziyaret edip hikayesini okuyana kadar fark
etmemişim veya bana anlatıldığı halde unutmuşum.. Alev yılllar önce Paris'te
yaşarken bana üzerinde kiraz çiçekleri resmedilmiş bir taş getirdi. Hala
saklarım onu....
Hikayesi şöyle şiirin 28 Mayıs 1871, Pazar günü Paris bütünüyle Versailles güçlerinin eline geçer... yani Komün yenilmiştir. Gözü pek komünarlar öyle kolay kolay pes etmez, ki Fontaine-au-Roi sokağında küçük bir grup çarpışmaya devam eder. Bunlar bir barikatın arkasına sığınmış yirmi kadar genç komünardır... Aralarında Jean Baptiste Clement de vardır. Çatışmalar ara ara devam ederken bir ara sokağa, elinde sepet taşıyan genç bir kadın gelir. Kim olduğunu soran savaşçılara Saint-Maur sokağının hastabakıcısı olduğunu, belki yardımı dokunur diye buraya geldiğini söyler… (bu arada bu bölge gerçekten parisin en güzel bölgelerinden biri hala) Çatışmalar devam ettiği için komünarlar ısrarla onu barikatlardan uzaklaştırmaya çalışırlar ama kendisi direnir… Adının Louise olduğu rivayet edilen bu genç kız sonrada ortadan kaybolur…
“Kiraz Zamanı” şiirinin sonradan, 1871’in kiraz zamanında yaşanan Paris Komünü’nün kanlı haftasının da simgesi olmasının iki nedene dayandığı söylenir İlk iddia yere düşen kirazlardan kalan lekelerin komünarların dökülen kanlarına benzetilmesi diğeri de bizzat kendisi de “Komünar” olan J. B. Clement’in barikatlarda can verdiği iddia edilen ve sevgilisi olan bir hemşireye bu şiiri yazmış olması Şiir yazıldıktan beş yıl sonra şair bunu açıklar.
Jean Baptiste Clement “Kiraz Zamanı” şiiriyle, öylesine meşhur oluyor ki, mezar taşına bile “Jean Baptiste Clement Kiraz Zamanı Şairi” yazılıyor... (Yukarıdaki fotoğrafta yazıldığı gibi) Bu şiiri Türkiye’de meşhur eden ise Özdemir İnce’nin içinde bu şiirin de bulunduğu “Kiraz Zamanı” (May Yayınları, 1969) isimli şiir kitabı olmuş...
Jean- Baptiste
Clement şiirinde başlangıçta tatlı tatlı, güzel güzel başlayıp sonunda da hüzünlü
bir şekilde bitiyor. Öyle ki gerçekten de karşı devrimcilerin konuşlandığı Sacré-Cœur Bazilikası önünde durduğumda,
oraya nefes nefese tırmandığımda hep bu şiiirin acısını ve yitirilen büyük
aşkın kederini duydum içimde... “Taşırım kiraz zamanından yüreğimde bir yara ve
kader sunarken bana kendini, bilmez acımı dindirmesini...”
KİRAZ ZAMANI
Gelince
bize kiraz zamanı,
sevinçli
bülbülle alaycı karatavuk
bayram
ederler.
Güzellerin
başında kavak yelleri,
sevdalıların
yüreğinde güneş dolaşır.
Gelince
bize kiraz zamanı,
alaycı
karatavuk ne güzel şakır.
Ama
kiraz zamanı ne kadar da kısa.
Gider
çiftler düş kura kura
kirazları
toplamaya,
bir
örnek giysiler içinde aşk kirazları
düşer
yapraklar altından damla damla, kan gibi.
Ama
kiraz zamanı ne kadar da kısa,
toplanır
düş kura kura mercan taneleri.
Gelince
size kiraz zamanı,
korkunuz
varsa aşkın acısından,
sakının
güzellerden.
Ben
ki ağır acılardan hiç korkmam,
istemem
bir gün bile yaşamak acısız.
Gelince
size kiraz zamanı,
aşkın
acılarını da tadacaksınız.
Hep
seveceğim ben kiraz zamanını:
Taşırım
kiraz zamanından
yüreğimde
bir yara.
Ve
kader sunarken bana kendini
bilmez
acımı dindirmesini.
Kiraz
zamanını hep seveceğim ben,
ve
içimde sakladığım anıyı.
Jean-Baptiste Clément
-Akdenizli
Şairler-
Çeviri: A.Kadir – Afşar Timuçin
Bu
şiir ve hikâyesi ''Le Temps des Cerises'' (Kiraz Zamanı) ismiyle 1914'ten 2005 yılına
kadar beş kez filme alınmış aynı isimde
iki ayrı tiyatro oyunu, iki ayrı roman yazılmış ama bunlara henüz bakamadım. Sırada Sacré-Cœur Bazilikası var...
devamı
var....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkürler