12 Ocak 2022 Çarşamba

İRAN'DAN YÜKSELEN BİR ÇIĞLIK: ABBAS KİYARÜSTEMİ


Başarılı yönetmen Abbas Kiyarüstemi, ömrünün son demlerinde yattığı hastane odasında, İran'ın ünlü şair ve düşünürü Şirazlı Sadi'nin (Sadi Şirazi) sözlerinden bestelenmiş بهار آخر 'Sonbahar' isimli şarkıyı dinlemek ister. Solmaz Naraghi'nin muhteşem yorumuyla ortaya bu görüntü çıkar...


Bu şarkıyla tanıdığım Abbas Kiyarüstemi, muhteşem bir sanatçı ve yönetmen... Onu bu kadar geç tanımak büyük kayıp...

19 Ekim 2021 Salı

WİLLİAM SHAKESPEARE'İN HAYATI VE MACBET OYUNUNU

WİLLİAM SHAKESPEARE'İN HAYATI

23 Nisan 1564 tarihinde Stratford Upon Avon Warwickshire'de doğmuştur. Yaşamına ilişkin kısıtlı bilgilerin çelişkilerle dolu olmasına rağmen kilise, belediye ve saray kayıtlarından çeşitli bilgiler elde edilmeye çalışılmıştır. Buna göre saygın ve maddi düzeyi yüksek bir aileden gelme olduğu anlaşılmıştır. StratfordUpon-A von'da öğrenimini tamamlamış, 1852'de bir toprak sahibinin kızı olan ve kendinden sekiz yaş büyük Anne Hathaway ile evlenmiştir. 1585'de Stratford'tan ayrılmıştır. Bu yılla, hakkındaki ilk atıfın göründüğü 1592 yılı arasında yaşamı ile ilgili hiç bir şey bilmiyoruz. 1613 yıllarında Stratford'a geri dönmüştür. 23 Nisan 1616 'da Stratford'ta ölen William Shakespeare yaşamı boyunca 37 oyun, 154 sone ve 2 uzun ve konulu şiir yazmıştır. Tüm oyunları 1623 yılında arkadaşları tarafından yayınlanmıştır. William Shakespeare, sadece İngiliz edebiyatının değil, dünya edebiyatının gelmiş geçmiş en önemli yazarlarından biri olarak kabul edilmektedir. Yazın konusunda bir deha olarak değerlendirilen Shakespeare, eserleriyle tiyatroya yön vermiş olsa da yaşamına ilişkin bilgiler kesin değildir. Ve hakkında pek fazla şey bilinmemektedir. Shakespeare’i ve onun edebiyatını incelemek bir uzmanlık alanıdır. Öyle ki İngiliz dili ve edebiyatı öğretiminde Shakespeare ayrı bir ders olarak okutulmaktadır.

29 Nisan 2021 Perşembe

ARTAUD VE GROTOWSKİ’NİN SANAT ANLAYIŞLARI ÜZERİNE

Artaud ile Grotowski’nin sanat anlayışlarını karşılaştırmadan önce bunların sanat anlayışlarına dair bir değerlendirme yapmaya ardında da sanat anlayışlarında kesişen noktaları belirlemeye çalışalım.

Fransız oyun yazarı ve şair Antonin Artaud avangart tiyatronun önde gelen kuramcılarından kabul edilmektedir. Andre Breton, R.Vitrac ve Louis Aragon’la birlikte sürrealizm hareketinin önemli temsilcilerindendir. 1927 yılında sürrealistlerle bağını kopararak bağımsız çalışmalarını sürdüren Artaud, 1932 ve 1933 yıllarında “Vahşet tiyatrosu” bildirilerini kaleme alır. Tiyatro görüşlerini ise “Tiyatro  ve İkiz” (Le théâtre et son double) adlı yapıtında anlatır.

Artaud’un tiyatro anlayışının temelinde “yasamla sanat arasındaki ayrımın ortadan kaldırılması” fikri yatar. Öyle ki  Artaud’ya göre tiyatro, bir oyun olmanın ötesinde oyuncu ve seyirci açısından hakiki bir yaşantı ve kendini keşfetmenin bir aracı olmalıdır. Böyle bir anlayışla inşa edilen tiyatroda seyirci de hayata içkin olanı bulmalı, bir bakımı kendini keşfetmeli, kendi iç yolculuğuna çıkabilmelidir. Buradan hareketle de Artaud, “tiyatronun toplumu değiştirme gücü”ne inanmış, sanatın işlevselliğini merkeze alan toplumcu (toplumu iyileştirici) yanını öne çıkarmıştır.

ERWİN PİSKATOR VE POLİTİK TİYATRO

Piscator’un “Politik Tiyatro” alanındaki çalışmaları aynı ismi taşıyan kitabında toplanmıştır. Bu yapıt da modern tiyatronun önemli çalışmaları arasında gösterilmektedir. Özellikle Alman faşizmin yükselişe geçtiği yıllarda gelişen yeni bir tiyatro anlayışının, epik tiyatronun gelişimi, döneme damga vuran ve bugüne de ışık tutan oyunları, bu oyunların hazırlık süreçleri, dekorları, kısacası dönemin tiyatro dünyasına açılan bir kapı niteliğinde görülebilir.

 Eserlerinde döneminin güncel politik olaylarını da sahneye yansıtan ve bunu gerçekleştirmek için modern teknolojinin tüm olanaklarından yararlanan Piscator, 1920’lerin sonlarında Aslan Asker Şvayk'la dikkatleri üzerine çeker. Ancak bu süreçte yalnız değildir. Epik tiyatronun kurucu ismi Brecht’ten;  Toller, Tucholsky, Mehring, Gropius ve George Grosz’a kadar önemli isimlerle çalışmış, birlikte projeler üretmiştir. Piscator, tiyatroya saydam projeksiyonu, film ve çizgi film kullanımı gibi yenilikleri getirerek teknolojiyi işe koşmuş bununla beraber de yeni ve ileri sahne mimarisi tekniği geliştirmiştir.

ANTİK YUNAN’DAN BERTOLT BRECHT’E İLLÜZYON KAVRAMI

Sahne, yönetmenin temel anlatım alanlarından biridir. Oyuncunun evrenini ortaya koyabilen bu alan yönetmenin tasarım algısıyla zengin anlatım olanakları sunar. Elbette sahne, salt metinsel boyutta değil, dış mekânda da var olabilen bir anlatım aracıdır. 

Tiyatro tarihi, sürekli değişen anlatım ve ifade biçimlerine uyarak, çağların ihtiyaçları çerçevesinde dinamik bir değişim göstermiştir. Tiyatro ve onun anlatım araçları, her toplumun düşünce ve yaşam biçimi, anlatım, ifade ve dil kalıpları, dini, siyasi ve toplumsal yapısından bağımsız ele alınamaz. Çağımızda da, ulusların sanatsal etkinlikleri dönemin düşünsel, siyasal ve toplumsal gelişmelerinden bağımsız açıklanamaz.

Tiyatronun Antik Roma döneminde, seyircinin duygularını harekete geçirmek için başlıca ve olmazsa olmaz şart, bu duyguların öncelikle oyuncu tarafından hissedilmesi gerekliliği düşüncesi egemendi. Bu dönemde yanılsama seyirci ile izleyici arasında tam bir duygu geçişine dayanıyordu. Bu yaklaşım Horatius’un, eğer bir oyuncu seyirciyi ağlatacaksa, öncelikle kendi de kederi hissetmelidir, düşüncesiyle özetlenebilir (Carlson, 2008:25).

NAZIM HİKMET'İN KAYIP ŞİİRLERİ 2: "UNUTULAN"

Nazım Hikmet'in kayıp ikinci şiiridir "Unutulan" ... Aslında eski baskı kitaplarında bulunan; ancak son yıllarda yapılan bası...