Ortaçağ, Roma İmparatorluğu’nun çöküşüyle başlayan ve genellikle İstanbul’un fethine kadar[1] olan süreci tarif etmek için kullanılan, yaklaşık bin yıllık bir süreci kapsayan zaman dilimidir. Ortaçağ’a özelliğini veren, İlk Çağ’dan farklı siyasi, sosyal ve ekonomik düzene ve bu düzenin ifadesi olan değerler sistemine ise feodalite (derebeylik) denmektedir. Bu sistemin değerler sisteminin mutlak belirleyicisi Hıristiyanlık ve bunun kurumsal kimliğinin taşıyıcısı olan kilisedir.
“Klasik feodalitenin -bütün çizgileriyle- ortaya çıkışı, Fransa'da Karolenj İmparatorluğu'nun batışından (10. yüzyıl), İngiltere'de ise Norman istilasından (11. yüzyıl) sonraya rastlar.”[2]
Tam anlamıyla siyasal, hukuksal, ekonomik ve sosyal bir sistem olan feodal düzenin en ayırt edici yanlarından biri "devlet birliği"nin olmayışıdır. Bu dönemde Avrupa’da egemen siyasal örgütlenme modeli beylikler ya da derebeyliklerdir. Böyle olunca da halk doğrudan doğruya devletin değil, toprak sahibi senyörlerin egemenliği altıda bulunmaktaydı.
“Klasik feodalitenin -bütün çizgileriyle- ortaya çıkışı, Fransa'da Karolenj İmparatorluğu'nun batışından (10. yüzyıl), İngiltere'de ise Norman istilasından (11. yüzyıl) sonraya rastlar.”[2]
Tam anlamıyla siyasal, hukuksal, ekonomik ve sosyal bir sistem olan feodal düzenin en ayırt edici yanlarından biri "devlet birliği"nin olmayışıdır. Bu dönemde Avrupa’da egemen siyasal örgütlenme modeli beylikler ya da derebeyliklerdir. Böyle olunca da halk doğrudan doğruya devletin değil, toprak sahibi senyörlerin egemenliği altıda bulunmaktaydı.