19 Nisan 2018 Perşembe

Edebiyat Tarihinden İki Portre





Burjuvazi tarih sahnesine çıkarken salt ekonomik ve siyasal üstünlüğünü ilan etmiyor aynı zamanda kültürel ve sanatsal atılımını da gerçekleştiriyordu. Marks'ın basit “Maddi üretim araçlarını elinde bulunduran sınıf, aynı zamanda, entelektüel üretimin araçlarını da emrinde bulundurur.” önermesiyle somutlanan şudur: Her sınıf türlü araçlarla egemenliğini geniş kitlelere duyurmak ve meşrulaştırmak için adımlar atar. Bunlar kimi zaman şiddet ve zora dayalı aygıtlar olduğu gibi kimi zaman da kültürel ve manüplatif aygıtlar devreye sokulur.

9 Nisan 2018 Pazartesi

TİYATRONUN KAYNAKLARI II


Ritüel Nedir?

İlksel insanlarda bu yana insan kendinden güçlü olanla, doğayla mücadele etmektedir. Bu mücadele sürei tanımlanamayan, anlaşılmayan varlıklara çeşitli mistik unsurlar atfedilmesi sonucunu doğurmuştur. İnsan çaresiz kaldıkça ya da gücü yetmediği ölçüsünde “doğaüstü” unsurlara başvurmuştur. Bu doğaüstü varlıklarla kurulan ilişkiler ise yeni kavramları ve davranış örüntülerini oluşturmuştur. Zaman içinde belli bir form kazanan bu eylemler bir silsile haline gelerek toplumsal bir forma bürünmüş, böylece ritüellerin de temeli atılmıştır.

Ritüel, ayin, adet haline gelmiş anlamına gelir.[1] Ritüel, kişiler ve dünya arasında doğru bir dengenin yakalanabilmesi için bir duyguyu oluşturan veya yeniden yaratan formel ve sembolik davranıştır. Kavram köken itibarıyla rhyme (kafiye), rhythm (ritim), river (ırmak) gibi kelimelerle ortak bir köke sahiptir (Kutlu, 2013:64-65).

5 Nisan 2018 Perşembe

Ortaçağ Tiyatrosunda Yönetmen, Oyuncu ve Sahne Anlayışı


Yönetmen

Ortaçağ’da halkın da desteğiyle bazen günlerce süren oyunlar olduğunu bilinmektedir. Bu durumda karmaşık ve uzun oyunların düzenlenmesini zorunlu kılıyordu. Çok sayıda oyuncunun rol dağılımını yapma, sahne düzeni ve oyun akışı ve bundan doğacak önemli bir geliri yönetmek işin ehli kişilerin varlığını zorunlu kılmaktaydı. Tüm bunlar sonucunda yönetmen Ortaçağ tiyatrosunda büyük önem kazandı.

Kuşkusuz o dönem yönetmenlerinin görev ve sorumlulukları bölgesel farklılıklar göstermekteydi. Ancak tüm farklılıklara rağmen yönetmenin her açıdan yetenekli olması beklenmekteydi.

2 Nisan 2018 Pazartesi

GELENEKSEL TÜRK TİYATROSUNUN GELECEĞİ



Her toplum tarihsel ve kültürel birikimini sanat üretimine yansıtır. Bir boyutu, insanın kendini anlamlandırma ve ifade etme çabası olan sanat, bu birikime göre de şekillenir. “Türk tiyatrosu” olarak ifade edilen Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan geniş coğrafya içerisinde, çok sayıda halkın ve kültürün etkileşimi olarak gelişen geleneksel Türk tiyatrosunun en önemli boyutunu “gelenek” ifadesi oluşturuyor diyebiliriz.

Özellikle halkbilimini yakından ilgilendiren bu gelenek kavramı durağan ya da “değişmez olanı” değil geçmişi referans alarak geleceğin yaratılması olarak da değerlendirilebilir. Bu anlamıyla gelenek düşünülenin aksine dinamik bir kavram olarak değerlendirilmelidir. Çünkü hiçbir gelenek oluştuğu koşulları stabilize etmemekte, toplumsal, tarihsel değişim ve ihtiyaçlar ekseninde biçimlenmekte, zamana uyum sağlamaktadır. Aksi halde geleneğin sürekli değişim halinde olan insanın ve toplumların ihtiyaçlarına yanıt vermesi mümkün olmaz.

26 Mart 2018 Pazartesi

DARİO FO - FRANCE RAME: Tek Kişilik Dialog


Dario Fo’nun Hayatı
 Dario Fo, 1926 yılında Varese’de doğmuştur. Milano’da mimarlık eğitimi alırken yazdığı siyasal güldürü niteliğindeki oyunlarıyla ustalığını ortaya koymuş, bu durum kısa zamanda tanınmasına vesile olmuştur.

Özellikle “kabare” tarzındaki gösterilerinin başarı kazanması üzerine radyolarda birtakım monologlar dizisi yayımlamıştır. Güldürülerinin güncel sorunları işlemesi, siyasileri hicvetmesi egemenleri rahatsız etmiş olmalı ki çok kez kovuşturmalara uğradı.
Metin Balay’ın Halk Tiyatrosu ve Dario Fo adlı eserinde Dario Fo’nun tiyatro yaşantısını dört bölümde ele alınmıştır:

“Birinci bölüm, Dario Fo’nun eşi Franca Rame ile birlikte kurduğu topluluğun öncesi yıllarını kapsamaktadır. Çocukluğundan 1958 yılına kadar olan bu dönem, Franco Parenti, Giustuno Durano gibi yazar ve oyuncularla oluşturduğu bir toplulukla çalışarak, Fo tiyatrosunun pek çok öğesini biriktirdiği ve bir araya getirdiği hazırlık dönemidir.

NAZIM HİKMET'İN KAYIP ŞİİRLERİ 2: "UNUTULAN"

Nazım Hikmet'in kayıp ikinci şiiridir "Unutulan" ... Aslında eski baskı kitaplarında bulunan; ancak son yıllarda yapılan bası...