29 Nisan 2017 Cumartesi

POETİKA IŞIĞINDA KRAL OİDİPUS OYUNUNA BAKMAK

Aristoteles’in 4. Yüzyılda kaleme aldığı Poetika adlı eser, şiir ve tiyatro hakkında kapsamlı ve derli toplu bilgi veren ilk eser olması hasebiyle önemli bir kaynak eser olarak kabul edilmektedir. Eserde “tiyatro” olarak değerlendirilen yegane tür “tragedya”dır.  Tragedya birçok yönden ele alınmış ve ayrıntılı olarak bir tragedyanın nasıl olması gerektiği üzerinde durulmuştur. Aristoteles, Poetika’da birçok defa Kral Oidipus’u ideal bir tragedya olarak nitelemiş ve tragedyayı açıklarken Kral Oidipus’a sık sık göndermeler yapmıştır. Buna göre Poetika’da adı geçen başlıca kavramlar şunlardır:


Mythos: Konu, öykü anlamına gelmektedir. Aşağıda Oidipus mytosu kısaca özetlenmiştir.

Oidipus Mytosu: Labdakos'un oğlu Laios, Thebai'de kraldır. Karısı İokaste bir çocuk doğurur. Tanrı Apollon, çocuğun babasını öldüreceğini haber verir. Laios ile karısı, böyle korkunç bir felâketten kurtulmak için, bebeğin ayaklarını bağlatıp çocuğu Kithairon dağına attırırlar. Böylelikle ondan kurtulduklarını sanırlar. Dağda sürülerini otlatmakta olan bir çoban, çocuğu kurtarır, Korinthos kralı Polybos ile karısı Merope'ye verir; onlar da çocukları olmadığı için onu evlât edinirler. Bağlarının tesiriyle ayakları şiştiğinden, çocuğa Oidipus adını verirler.
Çocuk, Korinthos'ta Polybos'un sarayında büyür. Günün birinde, bir tartışma sırasında, kendisine "uydurma evlât" diye hakaret edildiğinden, içine şüpheler düşer, kalkıp Delphoi'ye, Apollon'un kâhinine başvurur. Kâhin ona kimin oğlu olduğunu söylemez, ama babasını öldüreceğini, anasıyla evleneceğini haber verir. O da Polybos ile Merope'nin sarayından kaçar. Asıl felâketleri işte bundan sonra başlar, çünkü Oidipus, anası babası bildiği insanlardan kaçmakla kendini tehlikeden uzaklaştırdığını sanmaktadır.

Kithairon bölgesinde, bir üç yol ağzında, bir arabaya rastlar. Arabada Thebai kralı, Oidipus'un öz babası Laios vardır. Kral da, yanındaki adamlar da, yoldan çekilmesi için Oidipus'a bağırırlar; öfkelenen Oidipus, arabaya saldırır, kendisini de hırpaladıkları için, elindeki sopayla arabadaki adamı, yanındakileri yere serer, öldürür. Yoluna devam eder, Thebai kapılarına yaklaşır. Sphinks adlı canavar, yol üzerinde oturmuş, gelip geçenlere bilmece sormakta, çözemeyeni parçalamaktadır. Taios'un ölümünden sonra Thebai'yi idare eden ve kraliçe İokaste'nin kardeşi Kreon, şehri canavardan kurtaracak olana Thebai tahtını vaat etmiştir. Oidipus, talihini denemek ister; canavar ona bilmecesini sorar: "Sabahleyin dört, öğleyin iki, akşam üç ayakla yürüyen yaratık hangisidir?", Oidipus da şöyle cevap verir: "İnsandır; çocukluğunda iki eli, iki ayağıyla yürümeye çalışır; büyüdüğü zaman iki ayarıyla yürür; ihtiyarlığında da bir değneğe dayanır". Yenilen canavar, hırsından kendini öldürür. Oidipus böylece Thebai tahtına geçer, anası kraliçenin kocası olur. Ondan iki erkek (Eteokles, Polyneikes), iki de kız çocuğu dünyaya gelir (Antigone, İsmene). Hiç farkına varmadan, Apollon'un bildirdiği felâketler de gerçekleşmiş olur. Thebai'de çok sevilen, sayılan bir kral hayatı yaşadığını sanır. Çok geçmez, şehirde veba, kıtlık baş gösterir. Delphoi'deki kâhine danışırlar; Laios'u öldürenin Thebai'de yaşadığını, felâketin asıl sebebinin bu olduğunu, onu bulup şehirden atmadıkça belâdan kıırtulamayacaklarını bildirir. Oidipus bu işi kendi üzerine alır, öldüreni araştırmaya başlar. Ne yazık ki, sonunda bütün şüpheler kendi üzerinde toplanır, gerçeği anlar. Duyduğu acının, utancın tesiriyle gözlerini kör eder, yanından ayrılmayan kızı Antigone'nin kılavuzluğunda memleketinden çıkar. Atina yakınındaki Kolonos kasabasına sığınır. Orada, işlediği korkunç günahların kefaretini çıkardıktan sonra, esrarlı bir şekilde dünya yüzünden kaybolur... (Kral Odipus, MEB, 1992, s.14-16)

Tragedyanın Tanımı: “Ahlaksal bakımdan ağırbaşlı, başı sonu olan, belli bir uzunluğu bulunan bir eylemin taklididir; sanatça güzelleştirilmiş̧ bir dili vardır; içine aldığı her bölüm için özel araçlar kullanır; eylemde bulunan kişilerce temsil edilir” (Aristoteles 22)

Trajedinin amacı:  Poetika’da Tragedyanın amacı arınma olarak açıklanmıştır. Bu ise arınma anlamına da gelen katharsise kavramıyla ifade edilmiştir. Oidipus’ta, kahramanın annesiyle evlenmesi, babasını öldürmesi ve kardeşlerinin babası olduğu bir durumda talihi karşısında acze düşmekte bunu gören izleyici de kendini dünyevi tutkulardan uzaklaştırarak arınma eğilimine girmektedir.

Prologos: Bu bölüm, oyunda Kral Oidipus’un sarayın önünde görünmesiyle başlar, Kreon'un Delphoi'den haberler getirmesi, Oidipus'un Laios'u öldüren adamı bulup ortaya çıkarmayı vaadetmesi üzerine, saray önünde toplanmış olan halkın Rahip ile birlikte çıkıp gitmeleriyle biter. (s.1-5)

Epeisodionlar: Koro parçaları arasındaki her bir bölümdür. Buna göre Oidipus’ta dört epeisodion vardır. (Oidipus ile kâhin Teiresias arasında geçen sahne, kendini savunmak isteyen Kreon ile Oidipus arasındaki tartışma sahnesi, habercinin Polybos'un öldüğünü bildirdiği bölüm ve Laios'un eski kölesi çobanın gelip her şeyi anlattığı bölüm)

Mimesis: Bu kavram genel olarak “taklit” anlamına gelmektedir. “O halde epos, tragedya, komedya, dithrambos şiiri ile flüt, kitara sanatlarının büyük bir kısmı, bütün bunlar genel olarak taklittir (mimesis).” (s. 11)
Aristoteles’ göre, “Tragedya, korku ve acıma uyandıran eylemleri taklit etmelidir.” (s.36)

Parados: Prologos bittikten sonra koronun sahneye girdiği zaman söylediği ilk parça. Oyunda:
“Ey tatlı sesi, Zeus’un!
Zengin Delphoi’den
Ünlü Thebai’ye
Nedir söyleyeceklerin?…” diye başlayan koro şarkısı “parados” bölümünü oluşturmaktadır. (s. 6-9)

Stasimonlar: iki Epeisodion arasında Koro'nun söylediği parçalar. (Kral Oidipus’ta dört Stasimon bulunmaktadır.

Anagnorisis (Tanınma): Oidipus’un gerçek kimliğini öğrenmesi ve içinde bulunduğu durumun ve kaçamadığı kehanetin gerçekleştiğinin farkına varmasıdır. Laios’un kölesinin Oidipus’un yaşamını anlatmasıyla anagnorisis ortaya çıkar.
Bütün bu tanınmalar arasında en iyisi, olayların kendiliğinden ortaya koyduğu tanınmalardır. Bu tanınma, tümüyle olası olayların sonunda umulmayan bir şeyin belirmesiyle ortaya çıkar. (Poetika, s.48)

Pathos (Acı veren eylem): Oidipus’un hem annesi hem karısı olan kadının kendini öldürmesi, Anagnorisis sonucu kahramanın yaşadığı talihsiz olaylar ve kader karşısında teslimiyete düşüp iğnelerle gözlerini kör etmesi,
Haberci: En kısa cümleyle verilecek haber: Kraliçemiz İokaste öldü.
Koro Başı: Bahtsız kadın! Kim sebep oldu ölümüne?
Haberci: Kendini öldürdü…

Hamartia (Trajik hata): Oidipus’un babasını bilmeden öldürmesi. Yine farkında olmadan kendi öz annesiyle evlenmesi
Kithairon bölgesinde, bir üç yol ağzında, bir arabaya rastlar. Arabada Thebai kralı, Oidipus'un öz babası Laios vardır. Kral da, yanındaki adamlar da, yoldan çekilmesi için Oidipus'a bağırırlar; öfkelenen Oidipus, arabaya saldırır, kendisini de hırpaladıkları için, elindeki sopayla arabadaki adamı, yanındakileri yere serer, öldürür.

Peripetie (Baht Dönüşü / Talihin Dönüşümü): “Eylemlerin düşünülenin tam tersine dönmesidir.”  Oidipus’ta lanetli kişinin kahramanın kendisi olduğunun ortaya çıkması. Laios’un kölesinin Oidipus’un yaşamını aydınlatasıyla gelen anagnorisis, peripetie ile örtüşmüştür.
Oidipus'ta çoban, sevindirici bir haber vermek, onu annesiyle ilgili korkulardan kurtarmak için Oidipus'a gelir. Ama, Oidipus'un geçmişini örten örtüyü kaldırmakla da düşündüğünün tam tersi bir etki yapar. (Poetika, s. 34

Exodos: Eserin sonu demektir. Kahinin korkunç kehanetinin gerçekleştiğinin ortaya çıkması, Oidipus’un çocuklarıyla olan sahne ve koro başının sözleri üzerine tragedyanın sona ermesi…




Kaynakça
[1] Sophokles, Çev: Bedrettin TUNCEL, Kral Oidipus, M.E.B. Yayınları, Ankara, 1992
[2] Sophokles, Çev: Bedrettin TUNCEL, Kral Oidipus, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Yayınları, istanbul, 2015
[3] Sevda ŞENER, “Günden Bugüne Tiyatro Düşüncesi”, Dost Kitapevi Yayınları, Ankara, 2000
[4] Aristoteles, Çev. İsmail TUNALI, Poetika, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2007
[5] Aristoteles, Çev. Semih Fırat, Poetika Şiir Sanatı Üstüne, Can Yayınları, İstanbul, 2008



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz için teşekkürler

NAZIM HİKMET'İN KAYIP ŞİİRLERİ 2: "UNUTULAN"

Nazım Hikmet'in kayıp ikinci şiiridir "Unutulan" ... Aslında eski baskı kitaplarında bulunan; ancak son yıllarda yapılan bası...